Bir yılda yaklaşık 170 bin kişiye kanser tanısı konulduğunu söylüyor. Kanserin toplumda çok konuşulmasına karşın iyi bilinmediği görüşünde. İyileşme algısı da bu nedenle düşük.
“Tıp kanserlerin yüzde 60’ını tedavi edebiliyor. Bunlar çok konuşulmuyor. Ölümcül olanlar konuşulduğu için tüm kanserlerin ölümcül olduğu algısı var. Öncelikle kanser dediğimizde tek bir hastalığı değil, birçok farklı hastalığı anlamalıyız. Her organın kanseri ayrı, her kanserin de dokusal tür açısından farklılıkları var. Her kanserin nedenine yönelik tedavi geliştirmek gerekiyor. Yani tek bir tedaviyle tüm kanser türlerini tedavi etmenin mümkün olmadığını bilmemiz gerekiyor. Bazı kanser türleri erken evrede yakalansa bile ölümcül olabiliyor. Tedavisi bulunan bazı kanser türlerinde de kanser hücreleri mutasyon geçirip ilaçlara direnç kazanıyor. Yaşayan ve değişen bir organizma ile karşı karşıyayız. Sürekli çoğalıyor ve farklılaşıyor. Birçok kanser türünde yeni bulunan tedavilere zamanla direnç geliştiği için bir süre sonra etkisiz hale geçebiliyor.”
Erkeklerde en sık görülen kanserlerin akciğer, prostat kanseri ve mesane kanseridir. “Kadınlarda en sık görülen kanserler ise meme kanseri, tiroid kanseri ve kolorektal kanseridir. Genç bir nüfusa sahip olduğumuz için meme kanseri gelişmiş ülkelerde 60’lı yaşlarda görülürken ülkemizde 50 yaş altında meme kanseri görülme sıklığı dünya ortalamalarının çok üstünde. Zaman içinde kadınlarda sigara içimi arttığı için kadınlarda akciğer kanseri görülme sıklığı artıyor”
Türkiye’de genel olarak tüm bölgelerde kadınlarda meme, erkeklerde akciğer kanseri en sık görülen kanser türleri. Prof. Dr. Pınar Saip, Doğu Anadolu Bölgesi’nde mide kanserinin hem erkeklerde, hem de kadınlarda ikinci sıklıkla görüldüğüne dikkat çekerek, “Mide kanseri oluşumunda yiyeceklerin saklama ve tüketim biçimi önemli rol oynuyor. Nitrat ve nitritten zengin gıdalar, tuzlu ve tütsülenmiş gıdalar, helikobakter pylori enfeksiyonu mide kanserinin başlıca nedenleri arasındadır” diye konuştu.
Araştırmaların kanser vakalarının üçte ikisinde çevresel faktörlerin etkili olduğunu gösteriyor.
“Kanser oluşumuna neden olabilen çevresel faktörler; sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam,tütün ve alkol kullanımı,aşırı güneş ışığı maruziyeti, hava, su ve gıdalar yoluyla alınan karsinojen kimyasal maddeler, kanserojen virüs ve bakteriler (hepatit B, hepatit C, AIDS, human papilloma virüs, helikobakter pylori gibi), radyasyon, benzidin içeren boyalar, asbestos, radon ve hormonlardır.